292020Eyl

Cilt Güçlendirici Beslenme “Yenilebilir Cilt Bakımı”

Sağlıklı yaşam, sağlıklı yaş almak ve genç bir cildin anahtarlarından biri; beslenme şeklimiz ve tükettiğimiz gıdalardır. Bir başka değişle, sağlıklı beslenmek, cilt sağlığınız için yüzümüze kremler sürmekten daha etkilidir. Hangi gıdalar, hangi vitamin, hangi mineral ile cildimizin kalitesini, gençliğini, güzelliğini koruyacağımız da bu bakımın bileşenlerini oluşturur.

 Sağlıklı ve dengeli beslenme; yediğimiz, içtiğimiz  gıdaların, sağlığımız için zorunlu olan besin maddeleri yeterli miktarda  içermesidir.  Karbonhidratlar, proteinler ve yağlar  üç makro besin grubumuz; vitamin, mineral, antioksidanlar, lif  ise mikro besin gruplarımızdır.  Dünya Sağlık Örgütü; sağlıklı bir kişinin günde en az yüzde 50-55 oranında karbonhidrat, yüzde 12-15 oranında protein, yüzde 25-30 oranında yağ ile birlikte vitamin, antioksidan, enzim, mineral, lif ve temel yağ asitlerini almasını öneriyor.

 Proteinler;  vücudumuz, cildimiz, saç, tırnak, cilt altı destek dokumuzun büyüme, gelişme, yapım ve onarım işlevlerinde temel yapı taşlarıdır; beslenme yolu ile almak zorundayız.  Vücut ağırlığımızın en büyük kısmı proteinlerden oluşur. Cildimizde en çok bulunan protein ise kollajendir. Yağsız yaşamamız da mümkün değildir. Vücudumuzun iyi yağlara ihtiyacı vardır.  Ayrıca, yağlar yağda çözünen vitaminlerin emilimine de yardımcı olur.  Ne yazık ki çoğumuz, yağ tüketiminin kilo alımı ile aynı anlama geldiğini düşünüyoruz. Obezitenin ve sebep olduğu metabolik bozukluğun yağ tüketimiyle hiçbir ilgisi yoktur. Burada asıl suçlu şekerli, unlu ve tahıl içeren gıdalar, yani işlenmiş ve rafine karbonhidratlardır. Karbonhidratlar, yani şekerler en önemli yakıtımız, enerji kaynağımızdır.  Ancak, sağlıklı yaşam için diyetle karbonhidrat almaya gerek yoktur.  Yağ ve proteinlerin aksine, vücudumuz ihtiyaç hâlinde karaciğerde karbonhidratları üretebilir.  Sağlıklı karbonhidrat ihtiyacımızı bol miktarda sebze, dengeli miktarda meyve ve kuruyemiş tüketerek karşılayabiliriz.  Ayrıca, bir elmadan aldığımız karbonhidrat şekeri ile bir küçük bisküviden aldığımız şeker aynı değildir.

  Cilt güçlendirici beslenme piramidi

 Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği “Akdeniz diyeti” ya da “Akdeniz beslenme piramidi” ile uyumlu bitkisel tabanlı bir beslenme modelidir. Klasik beslenme piramidinde tahıl ve karbonhidrat temelli gıdalar piramidin tabanında yer alır ve bolca tüketilir. Akdeniz beslenme piramidinin tabanını ise  bitkisel kaynaklı besinler oluşturur. Piramidin üst kısımlarına çıktıkça sırasıyla bol, ölçülü, sınırlı tüketmeniz gereken besinler yer alır. Piramidin tepesinde ise ara sıra, haftada bir belki iki kez ve çok sınırlı olarak tüketilmesi gereken besinler bulunur. Zeytinyağı, tohum yağları gibi sağlıklı yağları cilt sağlığımız için bol tüketilmesi öneriliyor. Cildimizin yapı taşı olan tam proteinler (hayvansal ve bitkisel proteinler) de ölçülü olarak tüketilecek grupta değerlendiriliyor. Bu piramit, besinlerin seçimi, pişirilmesi ve tüketilmesi hakkında da yol gösteridir.

 Cilt güçlendirici beslenme piramidinin önemli farklılıkları

  •  Cilt güçlendirici beslenme  bitki temellidir. Tabağınızdaki yiyeceklerin üçte ikisinin bitkisel kaynaklardan gelmesi önerilir. Bitkisel gıdalar cilt güçlendirici beslenme piramidinizin tabanında yer alır ve günlük olarak bol miktarda tüketilmeleri gerekir.

  •   Sebzeler, yaşayan karbonhidratlardır; sağlıklı beslenmenin temelini oluştururlar. Üç makro besin grubundan sonra, en önemli gıdalardandır. Cildimizi güçlendirirler;  vücudumuzda sebzelerden yararlanmayan hiçbir sistem yoktur.  Parlak, koyu renkli, yeşil, sarı, kırmızı, özellikle yapraklı, bol lifli, nişastasız, mevsiminde, mümkün olduğu kadar doğal olanlar  tercih edilmeli ve çiğ olarak tüketilmeli.  Nişastalı kök sebze tüketiminizi azaltın.

  •  Şeker, ekmek, unlu gıda gibi  tahılı bazlı gıdalardaki ölü ve sağlıksız karbonhidratları kısıtlayın. En besleyici ve doğal karbonhidrat formumuz olan sebzeleri sınırsız miktarda tüketin.

  •  Dünya Sağlık Örgütü, sağlıklı bir vücut için en önemli gereksinimin oksijen ve sudan sonra yağlar olduğunu belirtiyor. Vücudumuzun ve cildimizin sağlıklı yağlara ihtiyacı var. Az yağlı diyetleri unutun! Beslenmenize iyi yağlar ekleyin

  •  Her yaşta sağlığı ve yaşlanmayı yönetebilmek için proteinleri ölçülü tüketin. Haftada iki kez kırmızı et, iki kez balık-tavuk, yumurta gibi diğer kaliteli hayvansal proteinler ve iki üç kez de nohut, yeşil mercimek, kuru fasulye, karabuğday, kinoa gibi lif içeriği yüksek bitkisel protein kaynaklarını tüketin. Et seçerken, serbest gezen; çimen, bitki, kuru otla beslenen hayvanların etlerini ve çiftlik balığı olmayan balıkları seçin

  •  Muz, üzüm, incir gibi yüksek şekerli meyvelerin tüketimini en aza indirin. Tüm kurutulmuş meyvelerden uzak durun. Şeker oranı düşük tüm meyveleri daha sık tüketebilirsiniz.

  •   Kahveyi, cilt güçlendirici beslenme piramidinizde ara sıra, yani haftada bir iki kez içilebilir grupta değerlendirin. Kahve, aynı zamanda bağımlılık yapıcıdır. Sizi bağımlı kılan bir şeyi günlük olarak tüketmenin iyi olacağını düşünmeyin. Kafein, cildimizin su ihtiyacını karşılamaktan çok su kaybına neden olur. Diğer bir olumsuz etkisi ise vücudumuzdaki stres hormonu yani kortizol seviyelerini yükseltmesi. Bu da cildimizde kollajen yıkımına, yaşlanmaya neden olur.

  •  Beslenmenizden çıkardıklarınız, beslenmenize ilave ettiğiniz gıdalar kadar önemli. Unlu, şekerli gıdalar, işlenmiş veya paketlenmiş endüstriyel ürünler, sağlıksız yağlar, gazlı içecekler ve tatlandırıcılar çöp gıdalardır; hiç tüketmemeniz gereken grupta yer alır.

  •  Yaşam biçiminin tümünü gözden geçirin. Sağlığınızın özeti, ne yediğiniz ne içtiğiniz ne soluduğunuz ve en önemlisi hayatınızdan neleri çıkaramadığınız ile ilgili. Bol bol renkli sebzeler, iyi yağlar tüketip günde bir paket sigara içiyorsanız, düzensiz uyuyor, geceniz gündüzünüze karışıyorsa elbette çok sağlıklı bir yaşam beklemeyin.

  •  5N kuralınına göre beslenin. Yalnızca neyle beslendiğimize bakmak yerine ne zaman, nasıl, ne ölçüde, neden yiyorum demelisiniz.  Endüstriyi ya da midenizi değil, hücrelerinizi doyurmayı tercih etmelisiniz. Damak zevkinize, keyif almanıza göre de değil, bilime ve kanıta dayalı beslenme tarzını yaşam biçimi olarak seçmelisiniz. Hipokrat’ın dediği gibi “Yaşamak için yiyoruz, yemek için yaşamıyoruz.” Gıdaları tüketme biçimimiz de doğala en yakın şekilde; çiğ, düşük ısıda ve kısa sürede, az suda veya buharda pişirilmiş şekilde tüketilmeli. Pişirme sırasında cam, çelik, ateşe dayanıklı porselen veya emaye kaplı döküm tencere kullanılmalı.