212023May
Akne (sivilce) sadece ergenlikte olmaz…Akne hakkındaki bilmeniz gereken doğrular

Akne (sivilce) sadece ergenlikte olmaz…Akne hakkındaki bilmeniz gereken doğrular

Akne, en sık görülen cilt problemlerinden birisidir. Önemli bir dermatolojik hastalıktır. Bir enfeksiyon hastalığı değildir. Karaciğerden kaynaklanmaz. Sadece kozmetik bir sorun değildir; özgüven eksikliğine de yol açabilen tedavi edilebilir bir hastalıktır.

Akne, Kıl ve yağ bezlerinin iltihaplanmasıdır. Genetik, hormonal, stres, gıdalar, ilaçlar, kullanılan kozmetikler ve çevresel faktörler en önemli sebeplerindendir. Başladığı yaş, şiddeti, yağ bezlerinin sayısı ve büyüklüğü hastanın genetik özellikleriyle ilişkilidir. İnsülin direnci akneye neden olabilir.  Kilo artımı ile aknenin şiddeti artar;  azalması ile şiddetinde azalma olur. Yumurtalıklarda kist (polikistik over sendromu) ve  erkeklik hormonunun  (androjen) artması da akneye sebep olur.

Akne, sadece ergenlik döneminde olmaz.  Erişkin yaşta da devam eder ya da başlayabilir. Ergenlerin % 95’inde sivilce vardır. Ergenlik sivilcesidir;  “Büyüyünce geçer” düşüncesi yanlıştır.  Mutlaka tedavi edilmelidir. Ergenlikte erkekleri daha sık etkiler.  Erişkin yaşlarda ise kadınların korkulu rüyasıdır.  25-30 yaş sonrası meydana gelen akneler, çoğunlukla ağız ve çene etrafında deri altında şişlikler şeklindedir; ağrılı ve kaşıntılıdır. Erişkin aknesi ellili yaşlara kadar devam edebilir

Akne, cilt bakımları, siyah noktaların temizlenmesi veya dıştan sürülen ürünlerle tam tedavi edilemez. Tedavisi için mutlaka bir dermatologa başvurup, tıbbi tedavi olun.  Her hasta ve her akne farklıdır, kişiye özel tedaviler planlanır. Cildin yapısı, kalınlığı, rengi,  daha önce uygulanan tedaviler; kişinin  hormonal ve genetik yapısı,  sosyal konumu vb faktörlere göre tedavi değişir. Siyah noktaların temizlenmesi tedavide yararlıdır. Ancak deneyimli uzmanlar yapmalıdır. Dıştan cilde uygulanan kremler hafif şiddetteki aknede etkili olabilir. Ağızdan  ilaç kullanılması gerekebilir.  En etkili ilaç A vitamini türevleridir. Ancak tedavide kür yoktur; tekrarlama oranı %32 (3/4 hastada) dir. Tedavi uzun sürelidir, takip gerektirir.  Sabırlı olunmalıdır. Tedaviden en az 2-3 ay sonra sivilceler azalmaya başlar. Devam tedavisi gerekir.  Komşulardan veya arkadaşlardan alınan öneriler ; sosyal medyadan güvensiz ve asılsız  kaynaklara dayanılarak yapılan uygulamalar tedavisi güç izler bırakmaya ya da sivilcenin artmasına neden olabilir.

Akne’leri sıkmaya çalışmak, koparmak, yüzü fırçalamak, liflemek veya ovalamak iltihaplı lezyonların yayılmasını kolaylaştırır; iyileşme süresini uzatır, kalıcı iz kalmasına neden olur.  Normal cildin  bakteri, virus ve parazitlerden oluşan kendine özel bir florası vardır. Sivilcelerin oynanması, eldeki dirençli bakterilerin kıl kökü ve yağ ünitesine yerleşmesine neden olur.  İltihaplı kistik, ağrılı sivilceler oluşur.  Aynı şekilde telefon, yastık kılıfları da bakteri yerleşimini arttırır. Hijyene ve tahrişe dikkat etmeyenlerde akne lezyonlarının geçmesi mümkün değildir. Yüzünde akne olan erkekler, tıraş makinesi kullanmalıdır. Jilet iltihaplı sivilceyi patlatarak, bakterilerin yayılmasına neden olur.

Akne %20 oranında iz bırakarak iyileşir. Özellikle koyu renkli ciltlerde daha fazla iz kalır. İz gelişimini engellemek, psikolojik etkilenmeyi azaltmak için tedaviye erken başlanmalıdır.  İzlerin tedavisi akne tedavisinden bağımsız düşünülemez. İzleri tamamen iyileştiren tek bir yöntem yoktur. Kombine tedaviler uygulanır.

Akne, kişinin beslenme düzeninden etkilenir. Düzenli ve dengeli beslenme önemlidir. Özellikle, kan şekerini hızla yükselten,  glisemik indeksi yüksek gıdalar (beyaz un, şeker, nişastalı gıdalar, doymuş yağlar), süt ve süt ürünlerinin (kefir, yoğurt, dondurma, peynir/peynir altı suyu, sporcu kazein proteinleri)  tüketimi akne şiddetini arttırır. Abartılmadan tüketilmelidir. Balık, taze meyve ve sebze akneye karşı koruyucu besinlerdir.

Akneler derialtında gelişir. Gözenek ve kıl diplerine aittir. Cildin dışarıdan temizliği abartılmamalıdır.  Özel temizleyiciler ile günde 2 kez yıkamak uygundur. Alkolsüz ve asit yapıdaki yumuşak temizleyiciler kullanılmalıdır. Aşındırıcı, cildi tahriş edici temizleyiciler kullanılmamalıdır. Jel yapısındaki temizleyiciler tercih edilmelidir. Derinin normal asit yapısını bozan temizleyiciler deri florasını etkileyerek bakterilerin yoğunlaşmasına neden olur. Bu nedenle normal tuvalet sabunları ile  yüz yıkanmamalıdır.

Akne,  uygun olmayan kapatıcı makyaj ürünleri, yanlış nemlendiriciler, bazı güneş koruyucuları (mineral bazlı bariyer oluşturan), saça uygulanan şekillendirici gibi kozmetik ürünlerin kullanımı ile artar. Bu nedenle akneli hastalar komedon oluşturmayan su bazlı, hatta yağ dengesini  düzenleyen ürünler kullanmalıdır. Akneli ciltlerde yüz yıkandıktan sonra hemen nemlendirici sürülmez. Yeni yıkanan cilt gerilir, nemlendiriciyi fazla çeker. Yağlanma artar. Yıkandıktan 15 dakika sonra cilt normal yapısına gelir, ihtiyacı kadar nemlendiriciyi kabul eder.

Akne ile sigara kullanımı arasındaki ilişki tam bilinmemektedir. Ancak, sigara ve sigara dumanı her şekilde cilde zararlıdır. Erişkin yaşlardaki akneyi arttırdığına ilişkin güçlü  veriler de vardır. Aknenin şiddeti de içilen sigara miktarıyla artar.

Düzensiz ve yetersiz uyku stres hormonlarını arttırarak akneyi şiddetlendirir.

Stres cildinize iyi gelmez; akne lezyonlarını arttırır. Sınav, iş  vb stres vücuttaki enflamasyonu tetikleyen stres hormon kortizolun artmasına neden olarak sivilceleri artırır.

Çevre kirliliği (endüstriyel atıklar, hava, su kirliliği, ofis yaşamı vb)’ne ait küçük partiküller deri yüzeyindeki gözenekleri tıkar. Tıkanan gözenekler bakteriler için uygun bir yaşam alanıdır. Bakteriler bu küçük delikler içinde yoğunlaşarak sert, ağrılı  aknelerin oluşumuna neden olur.

Güneş ışınları akneyi hafifletebilir. Ancak bilimsel kanıtı yoktur. Leke, iz oluşmaması için güneşten korunulmalıdır.

 İlaçlar da (özellikle kortizon, hormonlar vb), akneye sebep olabilir. İlaç kullanımına bağlı gelişen sivilcelerde siyah nokta izlenmez, tedaviye dirençlidir.

Akne problemiyle sıklıkla karşılaşıyorsanız  kendinize yoldaş bir dermatolog edinin… Doğru tedavi ve doğru takip sürecine girmekte gecikmeyin. Önünüzde doktorunuzla birlikte uzun bir yolunuz olduğunu unutmayın. Yanlış tedavi, uygun olmayan kozmetik ürünlere yönelmek iyileşme sürecinizi uzatır.