262019Eyl

 Geleceğin Güzellik Anlayışı “Kendini İyi Hissetmek”

Çalışmalarını uzun yıllardır yakından takip ettiğim, eğitimlerine katıldığım estetiğin “maestro”su ünlü Brezilyalı Plastik Cerrah Dr. Mauricio de Maio, 23 Eylül’de İstanbul’daydı.

Ülkemizden çok değerli yirmi meslektaşım ile birlikte, yüz estetiği alanında ortak bir dil olarak kabul edilen, yüzü yeniden canlandıran “yapısal kod” (MD kod)ları, yaşlanmayı tetikleyen noktaları, 7/9 noktada yüz şekillendirmeyi, yüzün temel ve kontürünü belirleyen kodları, yüzümüzdeki “duygusal ifadeler”in yüz güzelliğine etkilerini ayrıntılarıyla dinledik, uygulamaları izledik.

Akşam saatlerinde ise Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Reha Yavuzer ve VOGUE Türkiye dergisinin güzellik editörü Valerie Dayan’ın da katkılarda bulunduğu “Beauty Decoded” başlıklı bir panel düzenlendi ve kokteyl verildi. İki yüz kadın davetlinin katıldığı panelde, “güzelliğin geleceği”, “yaşının iyisi olmak”, “yaş ve güzellik yönetimi” gibi trend kavramlardan “medikal estetik uygulamalar”daki son gelişmelere kadar birçok konu tartışıldı.

Mauricio, 21. yüzyılda yüzümüzdeki çizgi ve kırışıklıkların önemli olmadığını, duygusal ifadelerin çok daha fazla önem taşıdığını vurguladı. Kendimizi nasıl hissetmek istediğimizi veya yüzümüzle hangi duygusal mesajı vermek istediğimizi sorarak, “Hayalinizde hangisi var; ‘daha çekici’, ‘daha genç’, ‘daha ince ve belirgin hatlı’ ya da ‘daha kadınımsı’ mı olmak istersiniz?” diye bir soru yöneltti. Çoğunluğun yanıtı, “çekici” ve “genç” görünmek yönünde oldu.

Dinlenme hâlinde (mimiksiz) veya gülerken, konuşurken, kaş çatarken yüzümüzün verdiği mesajlar, başkaları tarafından nasıl algılandığımızı veya kendimizi nasıl hissettiğimizi belirler. Yorgun ve kızgın görünüm, negatif bir duygusal ifadedir; uygun noktalara küçük dokunuşlarla düzeltilebilir. Çekicilik ve genç görünüm de olumlu duygusal ifadedir; aynı yaklaşımla daha da iyi hâle getirilebilir.

“Kendini iyi hissetmek”, ülkemizde ve tüm dünyadaki güncel güzellik algısıdır. Bu nedenle güzellik demek “sağlıklı yaşam” demektir. Sağlıklı yaşam için; düzenli uyku, stres yönetimi, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz çok önemlidir. Kişi, kendiyle ilgilenmeli, kendine zaman ayırmalı, kendini şımartmalıdır. Her kadın, kendinin bir üst modeli, kendinin daha iyisi olmayı ister. Artık kadınlar, hekime gidip fotoğraf göstererek, “Ben falanca sanatçıya benzemek istiyorum.” demiyor, “Benim sorunum bu, nasıl daha iyi olabilirim?” diyor. Son yıllarda güzellik anlayışı doğala doğru gidiyor. Hiç saçını boyatmamış, hiç makyaj yapmamış biri doğal olmakla birlikte, küçük bir dokunuş yaptırmış hafif makyajlı biri de doğaldır. Önemli olan, insanın kendini iyi hissetmesi; kendini daha iyi, daha dinamik, daha genç görmeyi doğallık içinde yakalayabilmesidir.

Yüz güzelliğini ve yaşlanmayı daha iyi anlamak için cildin yapısına göz atarsak; en altta kemik, üstte kaslar, onun üstünde yağ tabakası, en üstte de gerçek güzelliğimizi, duygularımızı yansıtan cildimiz vardır. Bunların hepsinin, kendi aralarında ve kendilerine ait özellikleri; zaman içinde yıprattığımız veya yok ettiğimiz katmanları, ara maddesi vardır. Bunların nokta atışlarıyla, farklı teknolojilerle yerine konması gerekir. Acaba hangi noktalar bize alarm veriyor? Gelecek beş, on, hatta yirmi yılda bu yüzleri ne bekliyor? Hangi adımları atarak ve hangi planlama ile bu süreci önler ya da geciktiririz?

Güzel yaş alacağınızı kesin olarak biliyor musunuz? Aynaya baktığınızda, annenizi ya da babanızı size bakarken görüyor musunuz? Yüz hatlarımız bize mirastır ve yaşlandıkça yüzümüz anne ya da babamızınkine benzemeye başlar. Bu normaldir. Ancak, otuzlu yaşların sonu ya da kırklı yaşlarımızın başındaysak normal değildir. Bu yüzden tetik noktalarına küçük dokunuşlarla önlem alınmalıdır.

“Güzellik yolculuğu”, yediden yetmişe uzanan uzun bir süreçtir. Bu yolculuk, gençlik dönemlerinde iki yöne ayrılır; yolun bir yönü “güzelleşme”ye gider, diğer yön “yaş ve duygu yönetimi” tarafıdır. Genç yaşlarda “güzelleşme” arzusu vardır. Şekil ve kontürde değişimler arzulanır. Çene kontürü, elmacık belirginleştirme gibi yöntemlerle hatlar belirginleştirilir ya da asimetriler düzeltilir. Orta yaş ve üzerindeki bireylerde ise yavaş yavaş kaybedilen dokuların tekrar yerine konulması hedeflenir. Burada duygularımız, yaşanmışlıklarımız, kayıplarımız “yaş yönetimi” yolculuğuna katılır.

“Yaş ve güzellik yolculuğu”; kendimizden uzaklaşmadan güzelleşmek, iyi yaş almak, içimizdeki enerjiyi dışarıya vurmaktır. Bu yolculuğa etki eden faktör, sadece genlerimiz değildir. Yüzde seksen oranında çevresel faktörler, yaşam tarzımız, beslenmemiz ve benzeri dış faktörler de cildimize zarar veriyor. Ancak, hem hekimler hem toplum olarak güzellik hakkında “aydınlanma çağı”ndayız. Çocuklarımızı, küçük yaşlardan itibaren diş fırçalamasını öğreterek, fırçalanmazsa ileride dişlerinin sağlığının bozulabileceği konusunda bilinçlendirebiliyoruz. Mümkün olduğu kadar her konuda sağlığımızı en iyi şekilde, uzun süre korumayı hedeflemeliyiz.