142019Mar
Dudak Dolgusu Hakkında Merak Ettikleriniz, Mitler & Gerçekler

Dudak Dolgusu Hakkında Merak Ettikleriniz, Mitler & Gerçekler

Yaşa bağlı olarak, güneş ışınları nedeniyle ve/veya tekrarlanan mimik hareketleri yüzünden yüzümüzde bir takım kırışıklıklar ve istenmeyen çizgiler oluşur. Bu çizgileri ve deformasyonları gideren estetik uygulamalar arasında son yıllarda daha çok çeşitlilik kazanan dermal dolgu ürünleri kullanılmaktadır.
Dermal dolgu uygulamasının sıklıkla yapıldığı yerlerden biri de dudaklardır. Dudak kalbi denilen üst dudakla alt dudağın orta kısımlarının birleştiği noktadan dermal dolgu enjeksiyonları yapılarak hacim kazandırıp, belirginleştirerek kontur oluşturmak son derece popüler olan estetik bir yeniliktir. Dudak dolgusu, kısa süren küçük bir enjeksiyon gerektiren, ihtiyaca göre hacimlendirici veya şekillendirici, ayrıca ağız çevresindeki çizgilerin ve kırışıklıkları da giderebilen bir dolgu uygulama yöntemidir.

Kadınların ilgiyle takip ettiği bu konuda diğer estetik prosedürler gibi, dolgu uygulamasında da uygulama şekli, uygulama süresi, uygulamanın güvenliliği gibi birçok konuda, kulaktan kulağa yayılan hikayeler bazen gerçek dışı bilgiler içerebiliyor ve tedirginliğe neden oluyor.

Gerçek bilgiye ulaşabilmek & doğru kararlar verilmesini sağlamak amacıyla size merak ettikleriniz…..

Mit: Dudak dolguları kalıcıdır, bir kere uygulandığında geri dönüşümü yoktur.

Gerçek: Dudak hacimlendirme ve şekillendirmede kullanılan dermal dolgu enjeksiyonu kalıcı değildir. Bu dolgular vücut tarafından zamanla emilirler. Vücutta herhangi birikim söz konusu değildir.Kişinin yaşam tarzı ve fiziksel yapısı dudak dolgusunun süresini belirler. Bu periyottan sonra bu prosedürü tekrarlamak gerekmektedir. Tabi ki bu prosedürün tekrarlanma sıklığı ne kadar az olursa kişinin yaşam kalitesi o kadar yüksek olacaktır ve kendisini daha iyi hissedecektir. Örneğin yeni VYCROSSTM teknolojisiyle üretilmiş dudak dolguları 12 ay süreyle sağladığı pürüzsüz ve doğal görünümü koruyarak hem estetik uzmanlarının hem de işlemi uygulatan kişilerin rahatlığını ve memnuniyetini sağlamaktadır.

Mit : Dudak dolgusu uygulaması tehlikeli ve riskli bir uygulamadır. Yan etkileri uzun sürer.

Gerçek: Dudakta hacimlendirme, şekillendirme ve ağız çevresindeki kırışıklıkların ve çizgilerin giderilmesi için kullanılan dermal dolgular, işlem uygulanan bireylerin fizyolojik farklılıklarına göre uygulamayla birlikte hafif şişlik, kızarıklık veya morarma gibi etkiler yaratabilse de enjekte edilen jel, zaten vücutta cilt altında bulunan hiyaluronik asidi içerdiği için ve bu hiyaluronik asit hayvansal kaynaklı olmadığı için herhangi bir önemli risk teşkil edecek bir uygulama değildir. Uygulama sonrası belirtiler sadece birkaç gün sürer ve sonrasında herhangi bir rahatsızlık oluşmaz. Ayrıca uygulama sonrası alerjik reaksiyonlara sebep olabilen kollajen enjeksiyonuna göre daha güvenli ve kalıcıdır.

Mit: Dudak dolgusunu sadece kadınlar yaptırabilir.

Gerçek: Kadınlar veya erkekler, yaşla birlikte cilt altındaki hiyaluronik asidin azalması sonucu cilt elastikiyetlerini kaybederler. Bu kayıp dudaklarda sarkma ve fazlasıyla uzama meydana getirebilir. Genel olarak yaygın düşünce uygulamayı kadınların yaptırdığı yönünde olmakla birlikte erkeklerde dudak hacimlendirme ve şekillendirme için dermal dudak dolgularının kullanımı da doğal görünümlü sonuçlar vermektedir.

Mit: Enjeksiyon işlemi uzun sürer.

Gerçek: Enjeksiyon işlemi, uzman ellerde kullanıldığı takdirde sadece 10-15 dakika gibi bir sürede tamamlanan hızlı ve kolay bir uygulamadır. Fakat tedavi öncesinde hekiminizle beklentileriniz konusunda konuşmak için de zamana ihtiyacınız olacaktır.

Mit: İşlem sonrasında fark birkaç hafta sonra gözlenir.

Gerçek: İşlem yapıldığı anda hemen sonuç verir, aynaya bakıldığında değişiklik hemen fark edilebilir. Fakat yüz anatomisine ve oranlarına uygun yapılan dudak dolgusu işlemleri dışarıdan naturel bir görünüm sağlar.

Mit: Dudak dolgusu enjeksiyonu ağrılı bir uygulamadır.

Gerçek: Geçmişte yapılan enjeksiyon işlemleri sırasında çok az bir miktar ağrı olabilmekteydi, fakat günümüzde, bazı özel dolgular lokal bir anestezik olan lidokain içerdiği için enjeksiyon ağrısını azaltarak konforlu bir deneyim sağlar.

Mit: Dudak dolgusu enjeksiyonları, balık dudağına benzer şekilde çirkin bir görünüme sebep olmaktadır.

Gerçek: Estetik uzmanları ‘Sonumun Leslie Ash gibi olmasını istemiyorum’ diyen birçok hastayı dinlemeye alışıktırlar. Leslie Ash’nin görüntüsü dermal dolgular açısından kötü bir izlenim oluşturmuştur. Ve bu olay birçok kişiyi dudak dolgusu enjeksiyonundan uzaklaştırmıştır. Jessica Simpson ve Pete Burns gibi birçok starın dudaklarının işlem sonrası halinin de karikatürleri andırması bu konu ile ilgili korkuların yenilmesi konusunda hiç yardımcı olmamıştır. Kişiye özel, optimum sonuca odaklı şekilde enjeksiyon miktarını ayarlayabilen deneyimli bir uzman tarafından yapılan işlemler oldukça memnuniyet vericidir ve geçmişte yaşanan kötü örnekler ile uzaktan yakından alakası olmamaktadır.

Mit: Dudak dolgusu ile dudakların şekli değiştirilemez.

Gerçek: Dudaklar, deneyimli bir hekim tarafından doğru enjeksiyon teknikleri ile işlem öncesi tam olarak planlandığı gibi şekillendirilebilmektedir. Dudak konturlarının tedavisi ile yüz ifadesinde daha estetik sonuçlar elde edilebilmektedir.

Mit: Dudak dolgusu enjeksiyonu sonrasında eve gidip istirahat edilmesi ve birkaç gün sıvı yiyecekler tüketilmesi gerekmektedir.

Gerçek: Uygulama herhangi bir zamanda, örneğin çalışanlar için öğle tatilinde bile yapılabilir, sonrasında rahatlıkla normal yaşama veya işe geri dönülebilir. Örneğin yeni VYCROSS teknolojisiyle üretilmiş dolgularda enjeksiyonun hemen ardından dudak doğal görünümüne kavuşmakta ve sosyal hayata hemen katılabilmektedirler.

Mit: Dudak dolgusu enjeksiyonundan sonra dudaklar yapay görünürler.

Gerçek: Kimse dudaklarının sahte görünmesini istemez. Sahte görüntü yapay dolgular ve implantların kullanılmasıyla oluşma ihtimali olan bir durumdur. Tecrübeli ellerde yapılan ve aşırıya kaçmayan dudak dolgusu ile yüze en çok yakışan, doğal duran dudaklar çok rahatlıkla elde edilebilir.
Mit: Dolgunun etkisi kısa süreli olmaktadır.
Gerçek: Dolgunun etkinli süresi kişinin yaşı, dudak yapısı, elastikiyeti, enjekte edilen dolgu maddesinin özellikleri, miktarı, kalitesi gibi bir dizi faktöre bağlıdır. Bununla birlikle, hiyaluronik asit kaynaklı dermal dolguların, özellikle yeni VYCROSSTM teknolojisiyle üretilmiş dudak dolgusunun etkisi 1 yıl gibi uzun bir süre boyunca devam etmektedir.

Mit : Dolgu yaptırılınca estetik işlem yapıldığı başkaları tarafından hemen fark edilir.

Gerçek: Hekimin teşhisi, deneyimi, kişinin yüz haritasının uzaktan ve yakından iyi değerlendirilebilmesi ve dudak için uygun ürün seçimi çok büyük önem taşır. Hastaların dudakları için gerçek ihtiyacını anlamak ve buna uygun enjeksiyonu planlamak uzmanlık gerektiren bir süreçtir. Yeni nesil, jel kıvamlı, dolgu maddeleri ile dudaklara dolgunluk verebilir ve yeniden şekillendirilebilir. Sonuç tamamen hastanın ne istediği ve hekimin uygulama tekniği ile ilgilidir. Amaç, güzel, doğal ve tazelenmiş bir görünüm elde edebilmek; bakıldığı zaman, kişinin neresinde nasıl bir uygulama yapıldığının farkedilmemesi olmalıdır. Deneyimli bir hekim tarafından yapılan uygulama, başkaları tarafından estetik bir enjeksiyon işlemi yapıldığının farkedilmeyeceği şekilde herhangi bir ipucu bırakmamaktadır. Herkes sadece yenilenmiş ve doğal bir güzelliğin farkına varacaktır.

Mit: Dermal dudak dolguları ile yapılan enjeksiyon prosedürleri ekonomik değildir.

Gerçek: Dudağa yapılan enjeksiyon işlemlerinin maliyeti uygulanan prosedüre göre değişiklik gösterebilir, fakat geri dönüşü olmayan kalıcı dermal dolgu enjeksiyonları veya yağ enjeksiyonu gibi işlemlere göre, 1 yıl süre ile etkisini koruyan ve geri dönüşümü olan dermal dolgular ile yapılan prosedürler yaklaşık olarak 10 kat daha ucuzdur.

Mit : Ağız çevresine yapılan dermal dolgu ve Botox® uygulamalarının etkileri aynıdır.

Gerçek: Dermal dolgular ve Botox® aynı şeyler değildir. Bazı temel fonksiyonları aynı olsa da, bunu sağlama mantığı birbirinden oldukça farklıdır. Dolgular statik kırışıklık ve bazı olukları doldururken Botox® mimiklerimiz ile oluşan dinamik kırışıklıkların silikleşmesine yardımcı olur. Botox® (Botulinum toksini), Clostridium Botulinum adlı bakteriden elde edilen bir toksindir. Bu madde sinirlerden kaslara uyarının iletimini bloke ederek kasların gevşemesini sağlamaktadır. Sonuç aynı olsa da tedavi biçimleri birbirinden farklıdır. Önerilen tedavi bütünsel bir yaklaşımdır ve bu Botox® ve dolgu uygulamalarının birlikte uygulanması şeklinde ifade edilir.